11 Ekim 2014 Cumartesi

Radiohead - Creep Türkçe Çeviri (27SE)

When you were here before
Sen daha önce buradayken
Couldn't look you in the eye

Gözlerine içine bakamadım bile
You're just like an angel

Tam bir melek gibisin
Your skin makes me cry

Tenin ağlatıyor beni

You float like a feather

Tüy gibi süzülüyorsun
In a beautiful whirl
Güzel bir şekilde dönerek
I wish I was special

Keşke özel olsaydım
You're so very special
Sen çok ama çok özelsin

But I'm a creep
Ama ben bir eziğim
I'm a weirdo

Bir ucubeyim
What the hell am I doing here?
Ne yapıyorum ki burada?
I don't belong here
Ben buraya ait değilim.


I don't care if it hurts
Acıtsa da umurumda değil
I want to have control
Kontrol sahibi olmak istiyorum
I want a perfect body

Mükemmel bir vücut istiyorum
I want a perfect soul

Mükemmel bir ruh istiyorum

I want you to notice when I'm not around
Ben etrafında değilken fark etmeni istiyorum
You're so very special
Sen çok ama çok özelsin
I wish I was special
Keşke özel olsaydım

But I'm a creep
Ama ben bir eziğim
I'm a weirdo

Bir ucubeyim
What the hell am I doing here?
Ne yapıyorum ki burada?
I don't belong here
Ben buraya ait değilim.


She's running out the door

Kapıdan dışarı çıkıyor
She's running

Kaçıyor
She runs runs runs runs

Kaçıyor, kaçıyor, kaçıyor, kaçıyor
Runs, runs

Kaçıyor, kaçıyor

Whatever makes you happy

Her ne mutlu isterse seni
Whatever you want

Her ne istersen
You're so very special
Sen çok ama çok özelsin
I wish I was special
Keşke özel olsaydım

But I'm a creep
Ama ben bir eziğim
I'm a weirdo

Bir ucubeyim
What the hell am I doing here?
Ne yapıyorum ki burada?
I don't belong here
Ben buraya ait değilim.

27SE

29 Ağustos 2014 Cuma

Lana Del Rey - Guns 'n Roses (Türkçe Çeviri)

Mm, heavy metal love of mine,
Mm, heavy metal aşkım benim,
I should've learned to let you stay.
Kalmana izin vermeyi öğrenmeliydim.
You didn't want me all the time,
Beni her zaman istemezdin,
But you were worth it anyway.
Ama buna değiyordun ne de olsa.

'Cause you were so much better,
Çünkü sen çok daha iyiydin,
Than the rest of them,
Diğerlerinden,
Out of all the others,
Diğer hepsinin içinden,
You were the honest man.
Dürüst olan adam sendin.

He loved guns and roses,
Silahları ve gülleri severdi
Guns and roses,
Guns 'n Roses,
He loved guns and roses,
Silahları ve gülleri severdi,
He loved guns and roses,
Silahları ve gülleri severdi,
Roses, roses.
Güller, güller.

Motorcycle love, divine,
Motorsiklet aşkı, kutsal.
I should've learned to let you play.
Oynamana izin vermeyi öğrenmeliydim.
I wasn't the marryin' kind,
Evlenilecek tip değildim ben,
I should've done it anyway.
Ama yine de yapmalıydım.

You should've left those fakers,
O sahteleri bırakmalıydım,
And then began again.
Ve tekrar başlamalıydım.
To kill thy king, Detroit,
Kralı öldürmek için, Detroit.
Back to the promised land.
Vaat edilen topraklara geri.

He loved guns and roses,
Silahları ve gülleri severdi
Guns and roses,
Guns 'n Roses,
He loved guns and roses,
Silahları ve gülleri severdi,
He loved guns and roses,
Silahları ve gülleri severdi,
Roses, roses.
Güller, güller.

I can feel coming in the air tonight,
Bu gecenin havasından hissedebiliyorum,
See you workin' on that blue Pacific,
Seni mavi Pasifik'te çalışırken görüyorum,
I can see you bathing in the summer light,
Seni yaz ışığında banyo yaparken görüyorum,
Turnin' tan, I'm in love too
Bronzlaşırken, ben de aşığım

I think you got game, boy, game, boy
Bence oyununu aldın çocuk, oyun, çocuk
You got game, boy, game, boy
Oyununu aldın çocuk, oyun, çocuk
You got game, boy, game, boy
Oyununu aldın çocuk, oyun, çocuk
You got game
Oyununu aldın

He loved guns and roses,
Silahları ve gülleri severdi
Guns and roses,
Guns 'n Roses,
He loved guns and roses,
Silahları ve gülleri severdi,
He loved guns and roses,
Silahları ve gülleri severdi,
Roses, roses.
Güller, güller.

He loved guns and roses,
Silahları ve gülleri severdi
Guns and roses,
Guns 'n Roses,
He loved guns and roses,
Silahları ve gülleri severdi,
He loved guns and roses,
Silahları ve gülleri severdi,
Roses, (roses), roses, (roses)
Güller, güller, güller, güller

Roses, roses, roses.
Güller, güller, güller

Lana Del Rey - Black Beauty (Türkçe Çevirisi)

I paint my nails black,
Tırnaklarımı siyaha boyadım
I dye my hair a darker shade of brown

Saçımı kahverenginin daha koyu bir tonuna boyadım
'Cause you like your women Spanish, dark, strong and proud

Çünkü sen kadınlarını İspanyol, esmer, güçlü ve gururlu seviyorsun


I paint the sky black
Gökyüzünü siyaha boyadım
You said if you could have your way

Eğer yapabilseydin gece vaktini
You'd make a night time of today

Gündüze de çekeceğini söyledin
So it'd suit the mood of your soul

Ruhuna uysun diye

Oh, what can I do?

Oh, ne yapabilirim?
Nothing, my sparrow blue

Hiçbir şey, serçe mavim
Oh, what can I do?

Oh, ne yapabilirim?
Life is beautiful but you don't have a clue

Hayat çok güzel, ama farkında bile değilsin
Sun and ocean blue

Güneş ve okyanusun mavisi
Their magnificence, it don't make sense to you

Onların ihtişamı, bu sana bir şey ifade etmiyor

Black beauty, oh oh oh

Siyah güzellik, oh oh oh
Black beauty, oh oh oh

Siyah güzellik, oh oh oh 

I paint the house black

Evi siyaha boyadım
My wedding dress black leather too

Gelinliğim de siyah deri
You have no room for light

İçinde ışığa yer yok
Love is lost on you

Aşk sende kaybolmuş
I keep my lips red

Dudaklarımı kırmızı tutuyorum
The same like cherries in the spring

Bahardaki vişnelere benziyorlar
Darling, you can't let everything

Hayatım, her şey in bu karar
Seem so dark blue

Koyu mavi gözükmesine izin veremezsin

Oh, what can I do?

Oh, ne yapabilirim?
To turn you on or get through to you

Seni tahrik etmek ya da sana kendimi anlatmak
Oh, what can I do?
Oh, ne yapabilirim?
Life is beautiful but you don't have a clue

Hayat çok güzel, ama farkında bile değilsin
Sun and ocean blue

Güneş ve okyanusun mavisi
Their magnificence, it don't make sense to you

Onların ihtişamı, bu sana bir şey ifade etmiyor

Black beauty, oh oh oh

Black beauty, oh oh oh

Black beauty, ah ah
Black beauty, ah ah
Black beauty, ah ah ah ah
Black beauty, baby
Black beauty, baby



Oh, what can I do?
Oh, ne yapabilirim?
Life is beautiful but you don't have a clue

Hayat çok güzel, ama farkında bile değilsin
Sun and ocean blue

Güneş ve okyanusun mavisi
Their magnificence, it don't make sense to you

Onların ihtişamı, bu sana bir şey ifade etmiyor

Black beauty, oh oh oh
Black beauty, oh oh oh
Black beauty, oh oh oh
Black beauty, oh oh oh

15 Nisan 2014 Salı

Lana Del Rey - West Coast (Yeni Şarkısı Çeviri)

Down on the West Coast, they got a saying
Aşağıda, Batı Yakası'nda bir söz vardır,

If you're not drinking, then you're not playing

"İçmiyorsan oynayamazsın,"

But you've got the music, you've got the music in you, don't you?
Ama müzik sende, müzik senin içinde, değil mi?

Down on the West Coast, I get this feeling like it all could happen

Aşağıda, Batı Yakası'nda, her şeyin olabileceği hissine kapılırım

That's why I'm leaving you for the moment, you for the moment

Bu yüzden şu an için seni terk ediyorum, şu an için seni

Boy blue, yeah you

Üzgün çocuk, evet seni



It's getting harder to show it

Bunu göstermek zorlaşıyor

I'm feeling hot to the touch

Dokunulacak kadar ateşli hissediyorum


You say you miss me
Beni özlediğini söylüyorsun


And I always say I miss you so much
Ve ben hep seni çok özlediğimi söylüyorum


But something keeps me really quiet
Ama bir şey beni çok suskun kılıyor


I’m alive, I’m a lush
Hayattayım, ben bir ayyaşım


Your love, your love, your love
Senin aşkın, senin aşkın, senin aşkın



I can see my baby swinging

Bebeğimi sallanırken görebiliyorum


His Parliament is on fire when his hands are up,
Elleri havadayken Parliament'i yanıyor,


On the balcony and I'm singing
Balkonda ve ben şarkı söylüyorum


Ooh baby, ooh baby, I'm in love
Oh bebeğim, oh bebeğim, aşık oldum


I can see my sweet boy swinging
Tatlı çocuğumu sallanırken görebiliyorum


He's crazy and Cubano como, yo, my love
O çılgın ve Küba'dan gelme, yo, aşkım


On the balcony and I'm singing
Balkonda ve ben şarkı söylüyorum


Move baby, move baby, I’m in love
Hareket et bebeğim, hareket et bebeğim, aşık oldum


I’m in love
Aşık oldum

I’m in love
Aşık oldum




Down on the west coast, they got their icons

Aşağıda, Batı Yakası'nda ikonları var

Their silver starlets, their queens of Saigon
Gümüş ergen ünlüleri, Saigon kraliçeleri

And you got the music, you got the music in you, don't you?
Ve sende müzik var, senin içinde müzik var, değil mi?


Down on the west coast, they love their movies
Aşağıda, Batı Yakası'nda, filmlerini çok seviyorlar


Their golden cars and rock-n-roll groupies
Altın arabaları ve rock'n roll fanları kızlar


And you got the music, you got the music in you, don't you?
Ve sende müzik var, senin içinde müzik var, değil mi?


You push it hard I pull away
Sen sertçe itiyorsun, ben sıyrılıyorum


I’m feeling hotter than fire
Ateşten daha ateşli hissediyorum


I guess that no one ever really made me feel that I’m a child
Sanırım daha önce kimse beni gerçekten çocuk gibi hissettirmemişti


Didn’t say, you gotta know, boy it's you I desire
Söylemedim, bilmen gerek, arzuladığım sensin çocuk


Your love, your love, your love
Senin aşkın, senin aşkın, senin aşkın



I can see my baby swinging
Bebeğimi sallanırken görebiliyorum


His Parliament is on fire when his hands are up,
Elleri havadayken Parliament'i yanıyor,


On the balcony and I'm singing
Balkonda ve ben şarkı söylüyorum

Move baby, move baby, I’m in love
Hareket et bebeğim, hareket et bebeğim, aşık oldum

3 Ocak 2014 Cuma

Arctic Monkeys - Mardy Bum

Mardy Bum
(Mardy Bum'ın göt gibi hakaretli anlamları vardır ama genelde Amerika'da kullanılır. İngiltere'de daha çok asık surat anlamına gelir. Şarkıda da kastedilen budur.)

Now then Mardy Bum
Öyleyse asık surat 
I see your frown

Çarık kaşlarını görüyorum 
And it's like looking down the barrel of a gun
Ve bu bir silahın namlusuna bakmak gibi
And it goes off

Ve o silah patlıyor
And out come all these words

Ve tüm bu sözler dışarı çıkıyor

Oh there's a very pleasant side to you
Oh senin çok daha hoş bir yanın da var

A side I much prefer
Daha çok tercih ettiğim bir yan

It's one that laughs and jokes around

Gülüp eğlenen yanın
Remember cuddles in the kitchen

Mutfakta sarılmalarımızı hatırla
Yeah, to get things off the ground *
Evet, olayı başlatmak için
And it was up, up and away

Ve başlıyor, uçup gidiyoruz
Oh, but it's right hard to remember
Oh, ama bunu hatırlamak tabi çok zor
That on a day like today when you're all argumentative

Bunun gibi çok tartışmacı olduğun bir günde
And you've got the face on

Ve o suratı takındın yine

Well now then Mardy Bum

Öyleyse asık surat
Oh I'm in trouble again, aren't I?

Başım yine belada, değil mi?
I thought as much

Ben de öyle düşünmüştüm
Cause you turned over there

Çünkü buraya doğru döndün
Pulling that silent disappointment face

Yüzüne o sessiz, kırgın 
The one that I can't bear

Katlanamadığım ifadeyi takınarak


Can't we laugh and joke around?
Gülüp eğlenemez miyiz?
Remember cuddles in the kitchen

Mutfakta sarılmalarımıızı hatırla

Yeah, to get things off the ground
Evet, olayı başlatmak için
And it was up, up and away

Ve başlıyor, uçup gidiyoruz
Oh, but it's right hard to remember
Oh, ama bunu hatırlamak tabi çok zor
That on a day like today when you're all argumentative

Bunun gibi çok tartışmacı olduğun bir günde
And you've got the face on

Ve o suratı takındın yine


Yeah I'm sorry I was late

Evet özür dilerim geç kaldım
Well, I missed the train

Şey, metroyu kaçırdım
And then the traffic was a state

Trafik de o biçimdi
And I can't be arsed to carry on in this debate

Ve bu tartışmayı devam ettirmeyi götüm yemiyor şimdi
That reoccurs, oh when you say I don't care

Bu tekrar oluyor, oh sen umrumda bile olmadığını söylediğinde
Well of course I do, yeah I clearly do!

Tabii ki umrumda, evet görünüşe göre umrumda! 


So laugh and joke around
O zaman gül ve eğlen
Remember cuddles in the kitchen
Mutfakta sarılmalarımızı hatırla

Yeah, to get things off the ground
Evet, olayı başlatmak için
And it was up, up and away

Ve başlıyor, uçup gidiyoruz
Oh, but it's right hard to remember
Oh, ama bunu hatırlamak tabi çok zor
That on a day like today when you're all argumentative

Bunun gibi çok tartışmacı olduğun bir günde
And you've got the face on

Ve o suratı takındın yine.


*Nasıl çevireceğimi bilemedim. İngiliz slangi galiba. Anlamını tam olarak bulamadım. Ayaklarını yerden kesmek deyimine benziyor ama ayak yok ortada. Hem bir şeyi başlatmak hem de uçmak olarak kullanıldığından böyle dedim ama sanırım seks falan kastediyor, yine de uçmak dedim.