27 Eylül 2013 Cuma

Kodaline - All I Want Çeviri

All I want is nothing more
Tüm istediğim 
To hear you knocking at my door
Seni kapımı çalarken duymaktan fazlası değil
'Cause if I could see your face once more
Çünkü eğer yüzünü bir kere daha görebilirsem
I could die a happy man I'm sure

Mutlu bir adam olarak öleceğimden eminim

When you said your last goodbye
Son vedanı ettiğinde
I died a little bit inside
İçimde azıcık öldüm
I lay in tears in bed all night
Tüm gece gözyaşları içinde yatakta yatıyorum
Alone, without you by my side

Yalnız, yanımda sen olmadan

But If you loved me
Ama eğer beni sevdiysen
Why'd you leave me?
Neden beni terkettin?
Take my body
Vücüdumu al
Take my body
Vücudumu al
All I want is,
Tüm istediğim
And all I need is
Ve tek ihtiyaç duyduğum
To find somebody.
Birini bulmak
I'll find somebody like you.
Senin gibi birini bulacağım

So you brought out the best of me,
Sen benim en iyi yanımı ortaya çıkardın
A part of me I'd never seen.
Hiç görmediğim bir tarafımı
You took my soul and wiped it clean.
Ruhumu aldın ve onu tertemiz yaptın
Our love was made for movie screens.
Aşkımız sinema salonları için yapılmış

But If you loved me
Ama eğer beni sevdiysen
Why'd you leave me?
Neden beni terkettin?
Take my body
Vücüdumu al
Take my body
Vücudumu al
All I want is,
Tüm istediğim
And all I need is
Ve tek ihtiyaç duyduğum
To find somebody.
Birini bulmak.
I'll find somebody
Birini bulacağım.

But If you loved me
Ama eğer beni sevdiysen
Why'd you leave me?
Neden beni terkettin?
Take my body
Vücüdumu al
Take my body
Vücudumu al
All I want is,
Tüm istediğim
And all I need is
Ve tek ihtiyaç duyduğum
To find somebody.
Birini bulmak
I'll find somebody like you.
Senin gibi birini bulacağım

16 Ağustos 2013 Cuma

MIKA - Popular Song (ft. Ariana Grande)

La la, la la
You were the popular one, the popular chick
Sen popüler olandın, popüler kız
It is what it is, now I'm popular-ish
Ne olduysa oldu, şimdi ben de popüler sayılırım
Standing on the field with your pretty pompoms
Tarlada güzel ponponlarınla duruyorsun
Now youre working at the movies selling popular corn
Şimdi sinemada popüler mısır patlağı satıyorsun
I could have been a mess but I never went wrong
Tam bir karmaşa olabilirdim ama asla yanlış yapmadım
Cause Im putting down my story in a popular song
Çünkü popüler bir şarkıda hikayem anlatıyorum
Ahh, I said Im putting down my story in a popular song
Ah, popüler bir şarkıda hikayem anlatıyorum, dedim
My problem, I never was a model,
Benim sorunum, asla bir manken olmadım
I never was a scholar, but you were always popular
Ben hiç bilgin olmadım ama sen hep popülerdin
You were singing all the songs I dont know
Bilmediğim tüm şarkıları söylüyordun
Now youre in the front row
Şimdi ön sıradasın
Cause my song is popular
Çünkü benim şarkım popüler
Popular, I know about popular
Popüler, popülerin ne olduğunu biliyorum
Its not about who you are or your fancy car
Kim olduğun önemli değildi ya da güzel araban
Youre only ever who you were
Sadece olduğun kişiydin
Popular, I know about popular
Popüler, popülerin ne olduğunu biliyorum
And all that you have to do, is be true to you
Ve tek yapman gereken kendine karşı dürüst olmak
Thats all you ever need to know
Tüm bilmen gereken bu
So catch up,cause you got an awful long way to go
Yani yetiş, çünkü gideceğin berbat bir yol var önünde
So catch up,cause you got an awful long way to go
Yani yetiş, çünkü gideceğin berbat bir yol var önünde
I was a lookout for someone to hate,
Nefret edilecek birinin aradığıydım
For picking on me like a dinner plate
Yemek tabağı gibi beni toplamak için
You hid during classes and in between them
Ders sırasında onların arasına saklandın
Dunk me in the toilets now it's you that cleans them
Tuvaletlere daldırdın şimdi onları temizleyen sensin
You tried to make me feel bad with the things you do
Yaptığın şeylerle beni kötü hissettirmeye çalıştın
It aint so funny when the jokes on you
Sana yapılınca çok komik değil
Ooh, the jokes on you
Sana yapıldı
Got everyone laughing, got everyone clapping, asking
Herkes güldü, herkes alkışladı, sordu
How do you look so cool?
Nasıl bu kadar havalı duruyorsun?
Cause thats the only thing that I learned at school,boy
Çünkü bu okulda öğrendiğim tek şey oğlum
Uh huh,I said thats the only thing that I learned at school
Hı-hı, bu okulda öğrendiğim tek şey dedim.
My problem, I never was a model,
Benim sorunum, asla bir manken olmadım
I never was a scholar, but you were always popular
Ben hiç bilgin olmadım ama sen hep popülerdin
You were singing all the songs I dont know
Bilmediğim tüm şarkıları söylüyordun
Now youre in the front row
Şimdi ön sıradasın
Cause my song is popular
Çünkü benim şarkım popüler
Popular, I know about popular
Popüler, popülerin ne olduğunu biliyorum
Its not about who you are or your fancy car
Kim olduğun önemli değildi ya da güzel araban
Youre only ever who you were
Sadece olduğun kişiydin
Popular, I know about popular
Popüler, popülerin ne olduğunu biliyorum
And all that you have to do, is be true to you
Ve tek yapman gereken kendine karşı dürüst olmak
Thats all you ever need to know
Tek bilmen gereken bu
So catch up,cause you got an awful long way to go
Yani yetiş, çünkü gideceğin iğrenç bir yol var önünde
So catch up,cause you got an awful long way to go
Yani yetiş, çünkü gideceğin iğrenç bir yol var önünde
All you ever need to know
Tek bilmen gereken
Youre only ever who you were
Sadece olduğun kişisin
All you ever need to know
Tek bilmen gereken
Youre only ever who you were
Sadece olduğun kişisin
All you ever need to know
Tek bilmen gereken
Popular, I know about popular
Popüler, popülerin ne olduğunu biliyorum
Its not about who you are or your fancy car
Kim olduğunla ya da havalı arabanla ilgili değil
Youre only ever who you were
Sadece olduğun kişisin
Popular, I know about popular
Popüler, popülerin ne olduğunu biliyorum
Its not about who you are or your fancy car
Kim olduğun önemli değildi ya da güzel araban
Youre only ever who you were
Sadece olduğun kişiydin
And all that you have to do, is be true to you
Ve tek yapman gereken kendine karşı dürüst olmak
Thats all you ever need to know
Tek bilmen gereken hep buydu
All you ever need to know
Tek bilmen gereken hep buydu

4 Haziran 2013 Salı

Lana Del Rey - Summer Wine Çeviri



Strawberries cherries and an angel’s kiss in spring
Çilekler, kirazlar ve baharda bir meleğin öpücüğü
My summer wine is really made from all these things
Benim yaz şarabım aslında bunlardan yapılmış

I walked in town on silver spurs that jingled to
Şehre gümüş şıngırdayan gümüş mahmuzlarla* girdim
A song that I had only sang to just a few
Daha sadece birkaç kişiye söylediğim şarkı
She saw my silver spurs and said lets pass some time
O benim gümüş mahmuzlarımı gördü ve dedi: "Hadi biraz zaman geçirelim.
And I will give to you summer wine
Ve sana yaz şarabı vereceğim."
Ohh-oh-oh summer wine
Oh, yaz şarabı

Strawberries cherries and an angel’s kiss in spring
Çilekler, kirazlar ve baharda bir meleğin öpücüğü
My summer wine is really made from all these things
Benim yaz şarabım aslında bunlardan yapılmış
Take off your silver spurs and help me pass the time


Gümüş mahmuzlarını çıkar ve zaman geçirmede bana yardım et
And I will give to you summer wine
Ve sana yaz şarabı vereceğim
Ohhh-oh summer wine
Oh, yaz şarabı

My eyes grew heavy and my lips they could not speak
Gözlerim ağırlaştı ve dudaklarım konuşamadı
I tried to get up but I couldn’t find my feet
Kalkmaya çalıştım ama ayağımı bulamadım
She reassured me with an unfamiliar line
Bana güven verdi alışık olmadığım bir yöntemle
And then she gave to me more summer wine
Ve sonra bana daha fazla yaz şarabı verdi
Ohh-oh-oh summer wine
Oh, yaz şarabı

Strawberries cherries and an angel’s kiss in spring
Çilekler, kirazlar ve baharda bir meleğin öpücüğü
My summer wine is really made from all these things
Benim yaz şarabım aslında bunlardan yapılmış
Take off your silver spurs and help me pass the time
Gümüş mahmuzlarını çıkar ve zaman geçirmede bana yardım et
And I will give to you summer wine
Ve sana yaz şarabı vereceğim
Ohhh-oh summer wine
Oh, yaz şarabı

When I woke up the sun was shining in my eyes
Uyandığımda güneş gözlerimde parlıyordu
My silver spurs were gone, my head felt twice its size
Gümüş mahmuzlarım gitmişti, kafam iki kat büyüklükteymiş gibi hissediyordum
She took my silver spurs a dollar and a dime
Gümüş mahmuzlarımı, bir dolar ve on sent almış
And left me cravin’ for more summer wine
Ve beni daha fazla yaz şarabı için yalvarır halde bıraktı
Ohh-oh-oh summer wine
Oh, yaz şarabı

Strawberries cherries and an angel’s kiss in spring
Çilekler, kirazlar ve baharda bir meleğin öpücüğü
My summer wine is really made from all these things
Benim yaz şarabım aslında bunlardan yapılmış
Take off your silver spurs and help me pass the time

Gümüş mahmuzlarını çıkar ve zaman geçirmede bana yardım et
And I will give to you summer wine
Ve sana yaz şarabı vereceğim
Ohhh-oh summer wine
Oh, yaz şarabı


* Kovboy filmlerinde, kovboyun çizmesinin arkasındaki yıldızımsı şey. (Spurs)

23 Mayıs 2013 Perşembe

Candice Accola - Graduation (Friends Forever) Çeviri

And so we talked all night about the rest of our lives
Ve tüm gece hayatlarımızın geri kalanı hakkında konuştuk.
Where we're gonna be when we turn 25
25 yaşındayken olacağımız yeri
I keep thinking times will never change
Sürekli bu zamanların asla değişmeyeceğini düşünüyorum
Keep on thinking things will always be the same
Her şeyin aynı olacağını düşünmeye devam ediyorum
But when we leave this year we won't be coming back
Ama bu sene gidince artık geri dönmeyeceğiz
No more hanging out cause we're on a different track
Artık başka bir yolda olduğumuzdan takılamayacağız
And if you got something that you need to say
Ve eğer söylemen gereken bir şey varsa
You better say it right now cause you don't have another day
Şimdi söylesen iyi olur çünkü başka bir günün yok
Cause we're moving on and we can't slow down
Çünkü hayatımıza devam ediyoruz ve yavaşlayamayız
These memories are playing like a film without sound
O, sessiz film gibi oynayan anılar
And I keep thinking of that night in June
Ve o Haziran gecesini düşünmeye devam edeceğim
I didn't know much of love
Aşkla ilgili çok şey bilmezdim
But it came too soon
Ama çok çabuk geldi
And there was me and you
Ve sen ve ben vardık orada
And then we got real blue
Gerçekten açık saçık olduğumuzda
Stay at home talking on the telephone
Evde kalıp telefonda konuşur
And we would get so excited and we'd get so scared
Ve çok heyecanlanır ve çok korkardık
Laughing at ourselves thinking life's not fair
Kendimize gülerdik, hayatın adil olmadığını düşünürken
And this is how it feels
Ve böyle hissettirirdi işte.

As we go on
Biz devam ettikçe
We remember
Hatırlayarız
All the times we
Beraber geçirdiğimiz
Had together
Bu zamanları
And as our lives change
Ve hayatlarımız değiştikçe
Come whatever
Herhangi bir şeye döndüğünde
We will still be
Biz hala
Friends Forever
Arkadaş olacağız sonsuza kadar

So if we get the big jobs
Büyük işlerimiz olsa
And we make the big money
Ve büyük para kazansak
When we look back now
Geçmişe baktığımızda
Will our jokes still be funny?
Şakalarımız hala komik olur muydu?
Will we still remember everything we learned in school?
Okulda öğrendiğimiz her şeyi hatırlayacak mıyız?
Still be trying to break every single rule
Hala her bir kuralı çiğnemeye çalışacak mıyız?
Will little brainy Bobby be the stockbroker man?
Küçük zeki Bobby borsa tellalı olacak mı?
Can Heather find a job that won't interfere with her tan?
Heather bronz tenine karışılmayacağı bir iş bulabilecek mi?
I keep, keep thinking that it's not goodbye
Bunun bir veda olmadığını düşünmeye devam ediyorum, ediyorum.
Keep on thinking it's a time to fly
Zamanın uçup gittiğini düşünmeye devam ediyorum
And this is how it feels
Ve işte bu böyle hissettiriyor.

La, la, la, la:
La la la la
Yeah, yeah, yeah
Evet, evet, evet
La, la, la, la:
La la la la
We will still be friends forever
Hala sonsuza dek arkadaş kalacağız

Will we think about tomorrow like we think about now?
Şimdi düşündüğümüz gibi hep yarını düşünecek miyiz?
Can we survive it out there?
Burda hayatta kalabilir miyiz?
Can we make it somehow?
Bir şekilde yapabilir miyiz?
I guess I thought that this would never end
Sanırım bunun hiç sona ermeyeceğini düşündüm.
And suddenly it's like we're women and men
Ve aniden biz kadınlar ve adamlar gibi olduk
Will the past be a shadow that will follow us around?
Geçmiş bizi her yerde takip eden bir gölgeye dönüşecek mi?
Will these memories fade when I leave this town
Bu anılar ben bu şehirden gittiğimde silinecek mi?
I keep, keep thinking that it's not goodbye
Bunun bir veda olmadığını düşünmeye devam ediyorum, ediyorum.
Keep on thinking it's a time to fly
Zamanın uçup gittiğini düşünmeye çalışıyorum

11 Mayıs 2013 Cumartesi

The Smiths - There Is A Light That Never Goes Out

Dünyanın en güzel şarkılarından biridir ve güzel bir çevirisinin olmamasına üzüldüm. O yüzden bunu yaptım:

Videoya da hiç bakmadan çevirmeye başladım. Yarısına geldiğimde farkettim bu onaylı bir şey değil. Youtube'a There's A Light yazınca çıkan ilk video. Eğer sahibi isterse kaldırmak zorundayım ama pek sorun olacağını sanmam.
Iyi seyirler! :)

28 Mart 2013 Perşembe

Lana Del Rey - Chelsea Hotel No 2


I remember you well in the Chelsea Hotel
Chelsea Oteli'nde, seni iyi hatırlıyorum
You were talking so brave and so sweet 

Çok cesur ve çok tatlı konuşuyordun
Giving me head on the unmade bed

Yapılmamış yatakta bana *
While the limousines wait in the street
Yolda limuzinler beklerken.

Those were the reasons and that was New York
Nedenler bunlardı ve bu New York'tu
We were running for the money and the flesh
Para ve et için çalışıyorduk
And that was called love for the workers in song
Ve buna işçilerin aşkı deniyordu şarkıda
Probably still is for those of them left
Belki hala onlardan bazıları kalmıştır.

Ah, but you got away, didn’t you babe 

Ah, ama sen gittin, değil mi bebeğim
You just turned your back on the crowd
Kalabalıkta arkanı dönüverdin
You got away, I never once heard you say
Gittin, bir kere bile daha duymadım dediğini

I need you, I don’t need you
Sana ihtiyacım var, sana ihtiyacım yok
I need you, I don’t need you 
Sana ihtiyacım var, sana ihtiyacım yok
And all of that jiving around
Ve tüm o etraftaki gevezelik

I remember you well in the Chelsea Hotel
Chelsea Oteli'nde, seni iyi hatırlıyorum
You were famous, your heart was a legend 
Ünlüydün, kalbin bir efsaneydi
You told me again you preferred handsome men
Bana tekrar söyledin, sen yakışıklı adamları tercih ederdin
But for me you would make an exception
Ama benim için, bir istisna yapardın

And clenching your fist for the ones like us
Ve bizim gibiler için yumruğunu sıkardın
Who are oppressed by the figures of beauty
Güzelliğin figürleri tarafından ezilenleri 
You fixed yourself and said, “Well, never mind 

Kendini düzelttin ve dedin ki, "Neyse, boşver
We are ugly but we have the music” 

Çirkiniz ama en azından müziğimiz var."

And then you got away, yeah, didn’t you babe 

Ve sonra sen gittin, evet, değil mi bebeğim.
You just turned your back on the crowd
Kalabalıkta sırtını döndün
You got away, I never once heard you say 
Gittin, bir kere bile daha duymadım dediğini

I need you, I don’t need you
Sana ihtiyacım var, sana ihtiyacım yok
I need you, I don’t need you 
Sana ihtiyacım var, sana ihtiyacım yok
And all of that jiving around
Ve tüm o etraftaki gevezelik

I don’t mean to suggest that I loved you the best
En güzel sana aşık olduğumu öne sürmek istemem
I can’t keep track of each fallen robin
Her düşen şehidin izini süremiyorum**
I remember you well at the Chelsea Hotel
Seni iyi hatırlıyorum. Otel Chelsea'de
That’s all, I don’t even think of you that often
Hepsi bu, seni o kadar sık düşünmüyorum bile.


Notlar
* Ay terbiyem müsade etmez. Giving head'in bildiğim anlamından baska anlamı varsa o başka tabi. :P
** Fallen robin - Düşen şehit. Bir kalıp diye biliyorum ama Robin'in başka anlamları da var elbette. Fall ve robini beraber görünce öyle çeviriverdim.

17 Şubat 2013 Pazar

Shannon Saunders - Heart of Blue Çeviri

I don't know where I belong in this city
Bu şehirde nereye ait olduğumu bilmiyorum.
Everyone's around everyone's crowding me

Herkes etrafta, herkes beni boğuyor.
And I've lost the space where I breathe

Ve nefes aldığım yeri kaybettim.
Stuck to the ground is a lonely place to be

Yere sıkışık yalnız bir yer.
Stuck to the ground is a lonely place to be
Yere sıkışık yalnız bir yer.

And all I can do is miss you

Ve tek yapabildiğim seni özlemek.
See your face on a photograph but I can't kiss you

Yüzünü fotoğraflarda görmek, ama seni öpemem
And a text or a call just won't do

Ve mesaj atamam ya da aramam
Won't you heal my heart of blue

Mavi kalbimi iyileştirmez misin?

I'll walk each pace on my own in this city

Bu şehirde her adımımı yalnız atacağım
Searching through the maze that won't lead me home

Beni eve götürmeyecek labirentte gezineceğim
Eye's on the floor, head full of self pity

Gözlerim yerde, kafam kendine acıma hissiyle dolu
Such a crazy day, such a funny way to go

Ne çılgın bir gün, ne komik bir gidiş
Such a crazy day, such a funny way to go

Ne çılgın bir gün, ne komik bir gidiş


And all I can do is miss you
Ve tek yapabildiğim seni özlemek.
See your face on a photograph but I can't kiss you

Yüzünü fotoğraflarda görmek, ama seni öpemem
And a text or a call just won't do

Ve mesaj atamam ya da aramam
Won't you heal my heart of blue

Mavi kalbimi iyileştirmez misin?


 I still remember your promises, you always said

Hala verdiğin sözleri hatırlıyorum, hep derdin ki;
 You would be better off a part of this, so why do I feel

"Bunun bir parçasıyla daha iyi hissederdin" O zaman neden
Like I'm winning a loser's games, it's such a shame
Kaybedenlerin oyununu kazanuyormuşum gibi hissediyorum? Ne ayıp
But should I erase every thought of you

Ama seninle ilgili her düşünceyi silmeli miyim?


And all I can do is miss you
Ve tek yapabildiğim seni özlemek.
See your face on a photograph but I can't kiss you

Yüzünü fotoğraflarda görmek, ama seni öpemem
And a text or a call just won't do

Ve mesaj atamam ya da aramam
Won't you heal my heart of blue

Mavi kalbimi iyileştirmez misin?
Of blue...
Mavi...

 Such a crazy day, such a funny way to go

Ne çılgın bir gün, ne komik bir gidiş.


Video:

7 Şubat 2013 Perşembe

İstek

Merhaba :)
Ben elimden geldiğince (ayda yılda bir) çeviri yapmaya çalışıyorum ama internette çevirisi olmayan şarkı bulmak öyle zor ki :)
Eğer çevirisini bulamadığınız ya da çevirisini beğenmediğiniz bir şarkı bulursanız en kısa zamanda elimden geldiğince çevirmeye çalışırım :)

-MSE